sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Şubat 2017 Salı

Inancın sağlık üzerindeki etkisi

ALLAH İNANCININ SAĞLIK ÜZERİNDEKİ OLUMLU ETKİSİ




Son yıllarda yapılan birçok araştırma, Allah'a imanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koymaktadır. Bu araştırmalara göre Allah inancına sahip olan insanlar diğerlerine göre Allah'ın izniyle hem daha uzun yaşamakta hem de yaşam kaliteleri diğerlerine göre çok daha yüksek olmaktadır. Ancak tabi ki bir insan sağlık olmak için iman etmez. Allah'ın varlığının delilleri çok açıktır, her insan aklı ve vicdanıyla bu delilleri görerek iman eder, Allah iman edenlere ahlaklarının ve tavırlarının güzelliğine karşılık bir nimet olarak sağlık, güç ve kuvvet verir. 



International Journal of Psychiatry in Medicine'nın Şubat 2002'de yayınladığı araştırmaya göre; kendilerini inançsız olarak tanımlayanların;




  *  Kanser-dışı sindirim hastalıklarına yakalanma ihtimalleri iki kat daha fazla,


  *  Damar rahatsızlıklarından (kalp krizi ve felç dahil) ölme oranları %21,


  *  Solunum hastalıklarından ölme oranlarının ise %66 daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır.


Ayrıca tedavi esnasında verilen dini telkinlerin hastalar üzerinde çok yüksek tedavi edici etki gösterdiği de ortaya konmuştur. 


<a href="http://www.ferolle.com/?ref=26023" target=_blank><img src="http://www.medikalize.com.tr/panel/upload/250x250.jpg"></a>



Din ahlakının, Allah’ı sevmenin, Allah’tan korkmanın insan üzerindeki en olumlu etkilerinden birisi ise, elbette strese karşı sağladığı korumadır. Allah inancı olan insanların olaylara daha sabırlı ve olumlu baktıkları, zorluklar veya yaşam içinde karşılaşılacak olumsuzluklara daha dirençli oldukları açıktır. Özellikle inancın bu güzel etkisinden dolayı ABD'deki 125 tıp fakültesinden 80'inde din ve sağlık üzerine seminerler verilmektedir. ABD ve İngiltere'de yapılan araştırmalarda, hastalar için dua etmenin, hastaların rahatsızlık belirtilerini azalttığı ve iyileşme sürecini hızlandırdığı sonucu elde edilmiştir. Şafi (Şifa Veren) sıfatına sahip olan Rabbimiz Kuran'da şöyle buyurmaktadır: 



"Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz." (Neml Suresi, 62) 



Stresin eklem ağrılarından psikolojik bozukluklara hatta kansere kadar birçok hastalığın ya ana nedeni ya da tetikleyicisi olduğu düşünüldüğünde, samimi olarak din ahlakına uygun bir yaşam sürdürdükleri için stresten korunan kişiler, tüm bu hastalıklardan da Allah'ın takdiriyle korunurlar. Kuşkusuz din ahlakının tüm bu olumlu etkilerinin temelinde ise iman edenlerin Allah’a sevgileri, Allah’a teslimiyetleri ve her durumda Allah’a sığınarak O’na dua etmelerinin büyük bir etkisi vardır. Elbette Allah dilerse, samimi olarak iman eden bir kimseyi de türlü hastalıklarla ve sıkıntılarla deneyebilir, salih bir mümin tüm bunlar karşısında yine neşeli, huzurlu ve tevekküllü olur, çünkü Allah'ın kendisi için takdir ettiği kaderin en güzel ve en hayırlı olduğuna iman etmektedir.



Tek kudret sahibinin Rabbimiz olduğunu bilen, O’nun rahmetine sığınan müminler, nasıl bir durumla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar dua ederek stresten uzak, itidalli bir tavır sergilerler. Bu da onların ruhen ve bedenen sağlıklı olmalarına vesile olan önemli bir etkendir. 




KALPLERİN ALLAH’IN ZİKRİ İLE MUTMAİN OLMASI




Amerikan Sağlık Araştırmaları Ulusal Merkezi'nden David B. Larson ve ekibi tarafından derlenen araştırma sonuçlarına göre Amerikalılar arasında dindar ve inançsız kişiler arasında yapılan karşılaştırmalar çok dikkat çekici sonuçlar vermiştir. Örneğin dindarların, dini yönü zayıf olan veya hiç olmayan kişilere göre, kalp hastalıklarına %60 daha az yakalandıkları; intihar oranının %100 daha düşük olduğu; tansiyon bozukluğuna çok daha düşük oranlarda yakalandıkları; sigara içenler arasında bu oranın 7'ye 1 olduğu gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır.



Tıp dünyasındaki önemli bilimsel kaynaklardan, Tıpta Uluslararası Psikiyatri dergisinin yayınladığı bir araştırmada ise, kendilerini inançsız olarak tanımlayan kimselerin hem hastalıklarla daha fazla uğraştıkları, hem de kısa bir ömür sürdükleri bildirilmektedir. Araştırmanın sonuçlarına göre inançsız kişilerin, mide-bağırsak hastalıklarına yakalanma ihtimalleri inançlı insanlara göre iki kat daha fazla, solunum hastalıklarından ölme oranlarının ise %66 daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. 



Seküler psikologlar genellikle buna benzer sonuçları "psikolojik etki" olarak açıklarlar. Bunun anlamı, inancın insanların moralini yükselttiği ve moralin de sağlığa katkı sağladığıdır. Bu açıklamanın haklı bir yönü olabilir, ancak konu incelendiğinde daha da dikkat çekici bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Allah'a olan inanç, başka herhangi bir moral etkiden çok daha güçlüdür. Harvard Tıp Fakültesi'nden Dr. Herbert Benson'ın dini inanç ve bedensel sağlık arasındaki ilişkiyi inceleyen kapsamlı araştırmaları, bu konuda dikkat çekici sonuçlar vermiştir. Benson, inançsız bir kişi olmasına rağmen, Allah'a olan inancın ve ibadetlerin insan sağlığı üzerinde başka hiçbir şeyde görülmeyecek derecede olumlu bir etki meydana getirdiği sonucuna varmıştır. Benson, "diğer hiçbir inancın, Allah'a olan inanç gibi zihne huzur vermediği sonucuna" vardığını açıklamaktadır.



Tıp dünyasının yavaş yavaş fark etmeye başladığı bu gerçek, Kuran'da "... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur" (Rad Suresi, 28) ayetiyle haber verilen bir sırdır. Allah'a inanan, O'na dua eden, O'na güvenen insanların diğerlerinden hem ruhsal hem de fiziksel olarak daha sağlıklı olmalarının nedeni, yaratılışlarına uygun davranmalarıdır. İnsanın yaratılışına aykırı olan felsefe ve sistemler, insanlara hep acı, hüzün, sıkıntı ve bunalım getirmektedir.



Nitekim psikolojik hastalıkların birçoğu Allah’a iman etmemenin ve O’nun gücünü takdir edememenin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yukarıda bahsettiğimiz gibi dinsizlik kişide ruhsal ve manevi yönden büyük bir yıkıma yol açtığı gibi, fiziksel olarak da ciddi bir tahribat yapar. Böyle kimselerde depresyon ve bunalım sonucu hafıza zayıflaması, dikkat dağınıklığı, yorum bozuklukları, mantıksızlıklar, tikler, kontrolsüz tavırlar görülür. Vücudun fiziksel anlamda direnci kırılarak, güçten düşer. Bunun sonucu olarak kişinin bağışıklık sistemi çöker ve birbiri arkasına hastalıklara yakalanır veya mevcut bir hastalığın iyileşmesi gecikir. 



Hastalıkların yanı sıra din ahlakına göre yaşamamanın getirdiği hüzün, karamsarlık, yalnızlık ve sevgisizlik hissi sonucu ruhen yaşanan huzursuzluklar, gerilimler, üzüntüler doğal olarak kişinin yüzüne ve tavırlarına da yansır, canlılığı ve yaşama sevinci ciddi şekilde azalır. Bu sebeplerle de dinsizliğin yaşandığı toplumlarda her birey, her an kendisine ve çevresine maddi ve manevi zarar verebilecek potansiyel bir tehlikeye dönüşür.



Örneğin dindar bir insan ahirette hesabını vereceğini bildiği için kötü ahlak özelliklerinin tümünden büyük bir titizlikle sakınır, kavga etmez, kimseye zarar vermez, rüşvet almaz, kumar oynamaz, kıskançlık yapmaz, yalan söylemez. Ama din ahlakına göre yaşamayan bir insan bunların hepsini yapmaya açıktır. Bir insanın "ben din ahlakına uygun yaşamıyorum, ama hırsızlık yapmıyorum veya kumar oynamıyorum" demesi yeterli olmaz. Çünkü Allah korkusu olmayan ve ahirette hesap vereceğine inanmayan bir insan, ortam veya şartlar değiştiğinde bunlardan herhangi birini kolaylıkla yapabilir.



Kötülük, haksızlık, üzüntü, karamsarlık, sıkıntı, korku, stres, güvensizlik, vicdansızlık, endişe, öfke, kıskançlık, kin, uyuşturucu bağımlılığı, ahlaksızlık, kumar, yolsuzluk, hırsızlık, kavga, düşmanlık, cinayet, çatışma, zulüm, ölüm korkusu… İşte bu zor ve sıkıntılı yaşam, Allah’a teslim olmamanın, Allah’ın emrettiği güzel ahlakı yaşamamanın doğal bir sonucu olarak dinsizliğin toplumlara getirdiği belalardır. Huzurlu, sevgi dolu ve rahat bir yaşam, ancak iman ile, güzel ahlakın yaşanması ile mümkündür


Islam Harika

11 Şubat 2017 Cumartesi

7 bin nadir hastalık tedavi bekliyor

Türkiyede her 16 kişiden birinde nadir hastalıkların görüldüğü, bu hastalıklardan etkilenenlerinin yarısının çocuklar olduğunu ve geç teşhis konulması yada tedavi yönteminin olmamasından dolayı bu çocuklarının üçtebirinin beş yaşına gelmeden hayatlarını kaybediyorlar. Türkiyede nadir görülen hastalıklardan etkilenen 5milyon  kişinin olduğunun tahmin edildiğini söyleyen yetkililer, bu hastalar doktor doktor gezerek en az 7 yılda teşhis alabiliyorlar.

Nadir hastalıklarla ilgili hem halkı hem doktorları bilgilendirmek için " nadir hastalık farkındalık platformu " kuruldu. Bu amaçla sosyal medyada kurulan guruplar ve kısa bilgilendirici videolarla nadir hastalıklar konusunda bilgilendirmek amaçlanıyor. Sağlık çalışanlarını da nadir hastalıkları göz önüne alarak muayene etmeleri konusunda uyarmak, hastalara gerekli görürlerse doktorların bu konudaki şüphelerinide belirtmeleri tavsiye ediliyor.

10 Şubat 2017 Cuma

Karaciğer sağlığı için önemli uyarı

Karaciğer vücudumuzun en büyük organı olup, çok yoğun çalışan bir fabrika gibidir. Kendi kendini yenileme yeteneği yüksek bir organdır. Ancak yinede ona iyi bakmakta yarar var.
  
KARACIĞER YETMEZLIĞI

Çocuklarda doğuştan,yetişkinlerde sonradan ortaya çıkıyor. Karaciğer yetmezliği çocuklarda kalıtımsal yada annesinin hamileliği sırasında yaşadığı bazı sıkıntılar nedeniyle ortaya çıkabilmektedir. Doğuştan safra yolları yokluğu ve karaciğerin günlük işlevlerini gerçekleştiren bazı maddelerin eksikliğinden kaynaklanan metabolik hastalıklar karaciğer yetmezliğine sebeb olmaktadır. Önlem alınmadığı taktirde çocukların bir yaşına gelmeden hayatını kaybetmesine sebeb olan hastalığın tek çözümü karaciğer naklidir. Yetişkinlerde görülen karaciğer yetmezliklerinin önlenmesi için şu noktalara dikkat edilmelidir.

1-Hepatit aşısını ihmal etmeyin.
   Karaciğer yetmezliklerinin en önemli sebeblerinden birisi olan hepatit virüslerinin bulaşma riski aşı sayesinde önlenebilir. Aşı yaptırmak bulaşıcı hepatit virüslerine karşı kendilerini koruma altına almayan kişiler, farkında olmadan Hepatit Bve C virüslerine yakalanabilir. Virüsler, kuaförlerde traş olurken, diş tedavisinde, çeşitli tedaviler sırasında temizliğe özen gösterilmeyen aletlere bulaşan kan aracılığı ile kişilere hiç tanımadıkları insanlardan bulaşabilir. Hepatit B ve C virüsleri uzun vadede yavaş yavaş ilerleyerek siroza, siroz ise karaciğer işlevini bozarak kronik karaciğer yetmezliğine neden olabilir.

2-Alkolden uzak durun.
     Aşırı alkol tüketimi modern çağın en önemli karaciğer hadtalıklarının sebeblerinin başında gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün limitini belirlediği alkol oranı aşıldığı andan itibaren karaciğer zarar görmeye başlamaktadır. Alkol zamanla kişinin yaşam kalitesini de bozarak siroz ve karaciğer yetmezliğine neden olmaktadır.

3-Beslenme bozukluğuna dikkat edin.
<a href="http://www.ferolle.com/?ref=26023" target=_blank><img src="http://www.medikalize.com.tr/panel/upload/250x250.jpg"></a>



   Insanlar sağlıklıyken karaciğeri nasıl koruyacağını veya nasıl zarar verdiğini düşünmemektetir. Ne zaman ki karaciğer değerleri yükseltmeye başlar, o zaman mucize yiyecekleri veya ilaçları arayarak karaciğer korumaya çalışır. Oysa kişiler sağlıklıyken düzenli beslenerek, aşırı kilo almadan karaciğerlerini koruyabilirler. Çok düzensiz bedlenme aşırı kilolara neden olarak karaciğer yağlanmasına, bu da ilerleyen dönemlerde karaciğer yetmezliğine neden olabilmektedir.

4-Zehirli mantarlara dikkat edin.
   Bilinçsiz tüketilen mantar her insanda karaciğer yetmezliğine neden olabilir. Her yıl çok sayıda insan mantar zehirlenmesi nedeni ile hayatını kaybetmektedir. Zehirli mantarları diğerlerinden ayırt etmek zor olduğu için kültür mantarı dışında, doğal toplanan mantarın tüketilmemesi gerekmektedir.

5-Doğuştan gelen hastalıkları ihmal etmeyin.
   Genç yaşta ortaya çıjan karaciğer yetmezlikleri doğuştan gelen demir,bakır ve metabolizma bozukluklarıdır. Genetik bozukluk gibi nedenlerle erken yaşta ortaya çıkan karaciğer yetmezliklerine karşı erken teşhis hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle bu tür genetik hastalıkları olanların hastalıklarını kontrol altında tutarak ihmal etmemesi gerekir.

Nakil için karaciğer yetmezliğinin son evresi beklenmemelidir.
   Çeşitli hastalıklar nedeniyle büyük bir bölümünün geri dönüşümsüz hasara uğraması nedeniyle ortaya çıkan karaciğer yetmezliği hayati risk yaşatarak, kişinin yaşam kalitesini bozmaya başlamaktadır. Bu nedenle karaciğer yetmezliğinin son evresini beklemeden önce nakil yapılması gerekir. Karaciğer hastası olduğunu bilen ve karaciğer hastalığı nedeniyle yaşadığı günlük problenleri algılayan kişi, en kısa zamanda bir organ nakli merkezindeki uzmanlar ile beraber durumunu değerlendirerek uygun zamanda geç kalmadan canlıdan veya kadavradan nakil yaptırmalıdır.
<a href="http://www.ferolle.com/?ref=26023" target=_blank><img src="http://www.medikalize.com.tr/panel/upload/250x250.jpg"></a>

4 Şubat 2017 Cumartesi

Elma sirkesi nerelerde kullanılır?

      Elma Sirkesi Kullanımı



Elma sirkesi elma sirkesi, sayısız faydası ve farklı kullanım alanıyla, sadece salata sosu olmaktan çok daha fazlasını hak etmektedir. Sebep ne olursa olsun elma sirkesini günlük hayatımıza dahil etmek gerekiyor. İşte elma sirkesini düzenli olarak kullanımı



Elma sirkesi tamamen doğal bir üründür. Elma suyunun fermantasyonu ile elde edilir. Elma sirkesi kullanarak evinizde ve günlük yaşantınızda doğal olmayan kimyasal ürünlerin tüketimini azaltabilirsiniz. 



Saçlarınızı şampuanladıktan sonra elma sirkesi ile durularsanız daha parlak ve hacimli olmalarına yardımcı olabilirsiniz. Boş bir şampuan şişesine yarım yemek kaşığı elma sirkesi ve bir fincan soğuk su koyarak çalkalayın.



Doğal elma sirkesi cildinizin pH dengesini düzenleyebilir. Her zaman kullandığınız yüz toniğiniz yerine, bir ölçü elma sirkesini 2 ölçü su ile seyreltin ve bu karışımı bir pamukla yüzünüze yayın. Bunu akşam yüzünüzü yıkadıktan sonra ve sabah nemlendirici olarak uygulayabilirsiniz.



Elma sirkesi siğil tedavisinde de etkilidir. Gece yatmadan önce bir parça pamuğu elma sirkesi ile ıslatın ve pamuğu siğilin üzerine koyup yara bandı ile kapatın. Sabaha kadar açmayın. Elma sirkesinin keskin bir kokusu vardır evet ama siğili düşürecek kadar etkili olabilir. Siğilin geri dönmemesi için aynı işlemi birkaç gün daha tekrarlayın.



Elma sirkesi dişteki lekelerin temizlenmesinde yardımcı olabilir. Dişlerinizi elma sirkesi ile ovun ve ağzınızı su ile çalkalayın.



Güneş yanıkları için, banyo suyuna bir fincan elma sirkesi ekleyin ve 10 dk içinde bekleyin.



Elma sirkesi doğal bir tıraş sonrası losyonu olarak kullanılabilir. Eşit miktarda elma sirkesi ve suyu bir şişede karıştırın ve çalkalayıp yüzünüze uygulayın.



Yorgun ellerinizi ve ayaklarınızı elma sirkesi ile ovalarsanız el ve ayak masajı kadar faydasını görürsünüz. 



Elma sirkesi kilo vermeye yardımcı olabilir. Günlük kilo kontrolü için iki çay kaşığı elma sirkesini yarım litre suya katın ve bu suyu gün boyunca yudumlayın. 



Yayınlanan bir çalışmada, 12 hafta düzenli kullanılan elma sirkesinin, karın yağlarını yakarak bel çevresini daralttığı belirtilmektedir. 



Elma sirkesi, tüm iç beden sisteminizi dengeler. Beden, sürekli bir denge durumuna ulaşmak için çabalamaktadır. Elma sirkesi bedenin sağlıklı alkali pH düzeyine erişmesi için yardımcı olur. 



Bedenin pH dengesine yardımcı olmasının bir sonucu olarak, elma sirkesi toksin atıcı etki yapmaktadır. Araştırmalar kardiyovasküler dolaşımı geliştirdiğini ve karaciğeri temizlediğini göstermektedir. 



Elma sirkesi; yorgunluk, unutkanlık, şeker yeme isteği gibi semptomlara yol açabilen mantar hastalıklarının tedavisinde de yardımcı olabilir.



Asit içerikli elma sirkesi ile mide asidinin tedavisi çok tuhaf gelebilir, ancak araştırmalar mide yanmasına elma sirkesinin iyi geldiğini göstermektedir. Bir çay kaşığı elma sirkesini yutup üzerine bir bardak su için. Ancak ülseriniz varsa elma sirkesini tek başına içmeyin. 



Elma sirkesi evcil hayvanlarda pire kovucu olarak kullanılabilir. 1 ölçü elma sirkesi ile bir ölçü suyu karıştırıp evcil hayvanınızın tüm kürküne spreyle püskürtün ve birkaç gün tekrarlayın. Pire varsa yok olacaktır.



Elma sirkesi tuvaletlerin temizlenmesinde kullanılabilir. Klozetin içerisine biraz elma sirkesi dökün ve suyunu çekmeden bir gece bekletin. Bulaşık makinelerinde de deterjan yerine elma sirkesi kullanabilirsiniz. Ayrıca bir ölçü elma sirkesi-bir ölçü su karışımı ile fırın içi, mutfak tezgahı, cam ve ayna temizliği yapılabilir.



30 Ocak 2017 Pazartesi

Banyo yapmanın yararları

Banyo yapmak neden önemlidir?

· Sürekli dış ortamla temas halinde olan vücut sürekli ter salgılar. Düzenli olarak yıkanma alışkanlığımız yoksa birkaç gün içinde pis kokular yaymanıza neden olur.

· Cilt sürekli olarak kendini yenileyen bir organdır. Ve üst tabaka sürekli dökülme halindedir. Banyoyla beraber bu döküntülerden daha rahat kurtulabilirsin. Arada bir keselenmen daha da faydalı olacaktır.

· Günün yorgunluğundan, stresinden kurtulmak içinde banyonun rahatlatıcı etkisi tartışılmaz.

· Banyo yapmak temizliktir. Sağlığın temel kuralı temiz olmaktır. Hastalıklardan korunmanın başında banyo alışkanlığıyla başlar.

Banyo yapmanın yararları nelerdir?

· İnsanı dinlendirir.

· Enerji verir, kan dolaşımını hızlandırarak kişiyi canlandırır.

· Banyo da yumuşatıcı, yağ kullanımı derinin sertleşmesini önler.

· Cilde nem verir.

· Rahatlatıcı, sakinleştirici özelliği vardır.

· Kaslar için tedavi süresidir.

· Banyodaki sıcaklık gözenekleri açar, gözenekleri açılan cilt, cilde uygulanacak kozmetiklerin alımını kolaylaştırır.

· Isı, nem kasları gevşetir, gerginliği giderir, kasların büzülüp esneme gücünü artırır.

· Geçici olarak tansiyonu düşürür.

· Banyonun sonunda kullanılan soğuk suyun canlandırıcı etkisi vardır.

· En önemlisi size gün boyu temizlik, ferahlık ve güven sağlayacaktır.

Muhabbet kuşu üretmek

20 Ocak 2017 Cuma

Gıda Takviyeleri

   *At kestanesi & üzüm çekirdeği
Kılcal damarlar üzerinde etkilidir ve damar esnekliğinin ve sağlıgının korunmasında rol oynar. Dolaşım sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Hemoroid, varis, bacaklarda şişme, ödem gibi sağlık sorunlarının önlenmesinde yardımcı ürün olarak kullanılabilir. Yüzeye yakın kılcal damarların sebeb olduğu kızarıkların geçirilmesinde yardımcıdır.

   *Alıç Ekstraktı
Kronik kalp yetmezliği olan hastalarda alıç tedavisi sonucunda tansiyon ve kalp hızında önemli bir düşüş görülmüştür. Kalp frekansı üzerinde ritim düzenleyici etkiye sahip olduğu görülmüştür. Nefes darlığı ve yorgunluk gibi belirtiler önemli ölçüde azalmıştır. Klinik çalışmalarda egzersiz toleransı ve kap yetmezliği ile ilgili belirtilerde iyileşme bildirilmiştir.

   *Kediotu Kökü
Özellikle uyku bozukluklarında kullanılan bu bitkinin sinir sisteminden kaynaklanan migren, başağrısı, çarpıntı, sinirlilik hali, huzursuzluk, endişe, karamsarlık, gerginlik gibi problemlere karşı sakinleştirici, uyku verici, yatıştırıcı, gerginlik giderici, gevşetici özellikleri vardır. Ayrıca panik atak, stres, sinir hastalıkları, histeri, aşırı sinirlilik halleri gibi alanlarda başarıyla kullanılmaktadır.

   *Deve Dikeni
Karaciğer hücreleri üzerinde alkol yada diğer toksit bileşenlerin yol açtığı zararları önlerken, var olan karaciğer hasarınında iyileştirilmesine katkıda bulunur. Ilaç tüketimine baglı olarak gelişen karaciğer zararını telafi etmek üzere kullanılabilir. Siroz yada kronik hepatit hastalarında karaciğer fonksiyonunu iyileştiren bulgulara rastlanmıştır.

  Aşk parfümü

   *Kudret Narı & Propolis
Ülser, gastrit, kolit, kabızlık gibi mide rahatsızlıklarının olumsuz etkilerinin azaltılmasında etkilidir. Yaraların iyileşmesi için kudret narı iyi bir doğal alternatiftir. Akut ve kronik kolite çözümdür.

   *Stevia & Karahindiba kökü karışımı
Stevia bitkisinde bulunan Steviosid maddesi normal şekere göre daha tatlı olarak algılanmaktadır. 0 kalori içerir. Diyete destek olaral kullanılır. Diyabet hastalarının şeker yerine kullanabilecekleri güvenli bir tatlancırıdır. Hindiba kökü yüksek lif içeren bir bitkidir.

Aşk parfümü